9 Ocak 2012 Pazartesi

from a babysitter to a criminal


geçen gün kuafördeyim,sıra bekliyorum.bir anda içerisi küçük veletlerle doluverdi.kendimi bebek bakıcılığı yaparken buldum...ve o gece rüyamda ne görsem beğenirsiniz...



Beş tane kadın.beşinin de ellerinden tuttuğu beş küçük çocuk.bir metal parçasının üzerinde bekliyorlardı.bu bir asansördü.bir mekanizma, üzerinde durdukları metali yukarıyo doğru çıkartacaktı.olduğum yerde çıldırıyordum.metal parçasının hiç bir korunağı yoktu.sadece düz bir yüzey! canımdan can gidiyordu "napıyosunuz" diyordum.ama içimden.çünkü kadınlar çok rahat,birbirleriyle muhabbet etmeye devam ediyorlardı.çocuklar da korkmuyordu işin ilginci.inanamıyordum.yükselmeye başladılar.nasıl dengede duracaklardı,mümkün değildi.aynı rahat tutumla yukarıya bir yerlere çıkmalarını izledim.



kadınların asansörle çıktıkları yerdeydim nasıl geldim bilmiyorum oraya.küçük bir evin içindeydik.dışarıyı görebildiğim tek yer ince uzun dikdörtgen bir aralıktı.hava mavi-siyah renkteydi.içerisi de kirli koyu bir mavi,haliyle karanlık.Bu defa kimliğim bir suçluydu.benim bunu idrak etmemle kadınlar ve çocuklar koşuşturarak dağıldılar.saniyeler içinde etrafımda kimse kalmamıştı.dışarıda,karşı binada beni yakalamak isteyen birileri vardı.o dar ve küçük aralıktan gördüğüm kadarıyla etrafı ışık hüzmesiyle aydınlatan nokta şeklinde bir ışık vardı.onlara polis falan diyemeyeceğim.amaçları beni öldürmekti çünkü.



evin tek açıklığı olan diktörtgen boşluk ; bu "kötü adamlar"ın da,benim de karşılıklı temas alanımızdı.ateş etmeye başladılar.benim kastım ateş etmek tabi ki de,bunlar kurşun değildi.durduğum yere beyaz tanecikler halinde giriyorlardı.ilk seferinde beni ıskalayan tanecikler arkamdaki duvara çarpmadan odanın içinde gezinmeye başladılar.hayır o kadar akıllı değildiler, beni aramıyorlardı kurşunlar.hedefinden sapmış oraya buraya gitmeye çalışıyorlardı daha çok.ev sadece bulunduğum koridordan ibaret oluverdi.refleksmişçesine dikdörtgen boşluğun üzerine tutundum kollarım ve bacaklarımla.ateş etmeye devam ediyorlardı.ben korunmayı garantiledikçe altımdaki boşluk büyüyüp açılmaya başladı.böylece daha fazla kurşun giriyordu içeriye.gergin ve şaşkındım.bir suçlu olmama rağmen beni öldürmek istemelerine anlam veremiyordum.ne yapmışım artık ben de bilmiyorum.


ve bu sırada ikinci rüyama dalmak üzere uyandım.



3 Ocak 2012 Salı

dejavu


bu rüyayı ikinci görüşümdü.
kampüsteydim.akşam vaktiydi ama herkes ordaydı.bölümün karanlıkta olan bir köşesinde çardakta ders çalışıyordum.bir süre okuduğum şeye kafa yordum.yalnız olmadığımı farkettim.tanıdığım yüzler...onlar da ders çalışıyorlardı.önceki rüyama göre bir kişi daha eklenmişti.çok sevdiğim biri hem de.bir an kafamı kaldırdığımda onu gördüm.bana doğru geliyordu ,gülümseyerek.benim için süpriz olmuştu tabi.hemen kalkıp yanına gittim. birlikte çimlere uzandık.aramızda çok yeni bir hasret vardı.başlarda heyecan verici.dolayısıyla uzanıp sarıldığımızda hava ağırlaşmaya başlamıştı.büyük bir mutlulukla bakıyorduk birbirimize.çok uzun sürmedi...


gene çardaktaydım.karanlık bir sokağın tek lambası aydınlatıyordu ama insanlar gölge gibi görünüyordu.içim sıkılıyordu oradan ayrılmalıydım.aynı sokakta yalnız başıma yürüyordum şimdi.etrafta kimse yoktu.evime  gidiyordum.yolda iki tane sarhoş adam vardı.kavgaya tutuşmuşlardı çoktan. yanlarından hızlıca geçtim.beni farketmemişlerdi bile.eve gelmiştim. o'nu bekliyordum.adamların kavgaları şiddetlenmişti. korkuyordum.ya o'na bir şey olursa....

evin ışıklarını hiç açmamıştım.balkona çıktım.adamlar uzun bıçaklarla birbirlerine saldırıyorlardı.vücutlarının büyük kısmı kan olmuştu fakat aynı güçle saldırmaya devam ediyorlardı.korkum daha da artmış iyice sabırsızlanmaya başlamıştım.arkamı döndüğümde kavga eden adamlar evime girmiş üzerime doğru yürüyorlardı...

adamlardan biri bıçağı bana sapladığında gözümden bir kaç damla yaş düştü.yere yığıldığımı hissettim.aklımda sadece o vardı.bu kadar mıydı dedim.yüzü gözlerimin önünden hiç gitmiyordu.birbirimizi onca zaman bekleyip buluştuktan sonra...bu kadar mıydı gerçekten?aylar süren özlem sonsuz mu olacaktı şimdi?

ölüm aslında huzur veriyordu bir yandan.yorulmuşum.ama en çok yaşamak istediğim anlar elimden alınmıştı.kabullenemiyordum bir türlü.vücudum hafiflemişti ve kararıyordu  görüntüler...

1 Ocak 2012 Pazar

time travel



ne olduğunu hatırlayamadığım bi deniz aracıyla veya yüzerek geldik oraya.yanımda biri daha vardı.önce Ali'ydi bu kişi sonra tanımadığım biri oldu.geleceğimiz yere vardığımızda suyun altına daldık.su çok derindi açık maviydi sanırım. daldığımız yerde harabe bir ev vardı.harabe diyorum çünkü evin bir çok duvarı yıkılmış,içerisinin büyük bir kısmı dışarıdan görülebiliyordu. bunun yanında hala kullanılan bir evdi...birini kurtarmalıydım ben, bunun için gelmiştim biliyordum.yanımdakiyle dalıp baktık önce.nefesim yetmedi geri çıktım.bir kaç defa böyle yapmak zorunda kaldım.her defasında daha derine inip bakıyordum.son seferde evin içindeydim.artık nefes tutmak önemli değildi. bir şeyler arıyorduk.arkadaşım yanımdan ayrıldı.ben önümdeki yola devam ettim.tuhaf ki çok aydınlık ve netti her yer.odanın birinde başka bir arkadaşımı gördüm.bir sandalyenin üstünde oturuyordu öylece.hareket etmiyordu.evet onu kurtarmaya gelmiştim.fakat o hareketsiz durmaya devam ediyordu.beni gördüğünde benimle birlikte çıkıp gideceğini düşünmüştüm ,yapmadı.varlığım ona hiçbir şey ifade etmiyordu anlamıştım.umutsuzluk vardı üzerinde.son bir hamle kolundan çekiştirdim.direndi ! üzülmüştüm.benim için değerliydi oysa.pes ettim galiba.sonrasında gözümü açmıştım.yeryüzündeydik bu defa.tarihi bir mekandaydık gene yıkık dökük.çok yükseklerde bir kulenin en tepesinde duruyorduk aşağıya doğru taş merdiven vardı hemen yanımda.güneş batmak üzereydi.son kez bizi aydınlatacaktı.yalnız değildim.bi erkek vardı yanımda.şu anlamda yakınımdaydı;sevmiyordum onu ama yanımda olmasına nasıl olduysa razı olmuştum.ve o da beni zorluyordu.merdivenin aşağısında bir adam gezinmeye başladı.bizi görmesini istemedim.onu izlemeye başladım.bizi bulursa başımız derde girecekti.yanımdaki onu boşvermemi söyleyip duruyordu. birden bizi farketti ve seslendi.


ikinci defa gözümü açtığımda da ne göreyim.dünyalı bir iletişim aracıyla bir dünyalıdan mesaj."hadi uyan artık açlıktan ölüyorum"....