1 Ocak 2012 Pazar

time travel



ne olduğunu hatırlayamadığım bi deniz aracıyla veya yüzerek geldik oraya.yanımda biri daha vardı.önce Ali'ydi bu kişi sonra tanımadığım biri oldu.geleceğimiz yere vardığımızda suyun altına daldık.su çok derindi açık maviydi sanırım. daldığımız yerde harabe bir ev vardı.harabe diyorum çünkü evin bir çok duvarı yıkılmış,içerisinin büyük bir kısmı dışarıdan görülebiliyordu. bunun yanında hala kullanılan bir evdi...birini kurtarmalıydım ben, bunun için gelmiştim biliyordum.yanımdakiyle dalıp baktık önce.nefesim yetmedi geri çıktım.bir kaç defa böyle yapmak zorunda kaldım.her defasında daha derine inip bakıyordum.son seferde evin içindeydim.artık nefes tutmak önemli değildi. bir şeyler arıyorduk.arkadaşım yanımdan ayrıldı.ben önümdeki yola devam ettim.tuhaf ki çok aydınlık ve netti her yer.odanın birinde başka bir arkadaşımı gördüm.bir sandalyenin üstünde oturuyordu öylece.hareket etmiyordu.evet onu kurtarmaya gelmiştim.fakat o hareketsiz durmaya devam ediyordu.beni gördüğünde benimle birlikte çıkıp gideceğini düşünmüştüm ,yapmadı.varlığım ona hiçbir şey ifade etmiyordu anlamıştım.umutsuzluk vardı üzerinde.son bir hamle kolundan çekiştirdim.direndi ! üzülmüştüm.benim için değerliydi oysa.pes ettim galiba.sonrasında gözümü açmıştım.yeryüzündeydik bu defa.tarihi bir mekandaydık gene yıkık dökük.çok yükseklerde bir kulenin en tepesinde duruyorduk aşağıya doğru taş merdiven vardı hemen yanımda.güneş batmak üzereydi.son kez bizi aydınlatacaktı.yalnız değildim.bi erkek vardı yanımda.şu anlamda yakınımdaydı;sevmiyordum onu ama yanımda olmasına nasıl olduysa razı olmuştum.ve o da beni zorluyordu.merdivenin aşağısında bir adam gezinmeye başladı.bizi görmesini istemedim.onu izlemeye başladım.bizi bulursa başımız derde girecekti.yanımdaki onu boşvermemi söyleyip duruyordu. birden bizi farketti ve seslendi.


ikinci defa gözümü açtığımda da ne göreyim.dünyalı bir iletişim aracıyla bir dünyalıdan mesaj."hadi uyan artık açlıktan ölüyorum"....

Hiç yorum yok: